8 Şubat 2014 Cumartesi

BAHARDA YEŞEREN BITKILERIN SIRRI ÇÖZÜLÜYOR MU?

Allah dünyada birbirinden harika pek çok sistem yaratmıştır. Bunlardan bir tanesi de her sonbaharda solan yaprakları dökülen ağaçların, ilkbaharda tekrar yeşermesi ve çiçek açmasıdır.
Aynı anda tüm bitkiler yeşerir, ağaçlar çiçek açar. Bir kaldırımın arasındaki ufacık bir boşluktan dahi kendilerine yol bulan  tohumlar,
küçücük filizler halinde güneşe doğru yönelerek büyümeye başlarlar. Estetik açıdan mükemmel bir görüntü ortaya çıkaran bitkilerin gelişiminin geri planında henüz tam olarak keşfedilememiş harika olaylar yaşanır. Bunlardan bazıları bugün dahi bilim adamlarının araştırmaya devam ettiği konulardandır.
Nasıl olur da bitkiler bahar mevsiminin geldiğini ve çiçek açmaları gerektiğini bilirler? Bu sorunun cevabını araştıran bilim adamları çok şaşırtıcı sonuçlara ulaşmışlardır:
Belirli faaliyetleri gerçekleştirmek için hep belirli zamanları seçen bitkiler bunu güneş ışığına bağlı olarak yaparlar. Güneş ışığı ile uyumlu olan ritmik hareketler, bitkinin yaşaması ve neslinin devamı için, en uygun zamanlamayla gerçekleşir. Hareketlerin başarıyla tamamlanabilmesi içinse birçok karmaşık işlemin kusursuz bir şekilde meydana gelmesi gerekir.
Bitkilerin çiçeklenmesi yılın belli bir zamanında çoğunlukla da ilkbaharda olur.Bitkilerin adeta bu zaman ayarlamalarını yapan bir biyolojik saatleri var gibidir. Bu saat güneş ışığının yapraklara düşme süresini bile hesaplar. Bitkiler ne zaman ekilirlerse ekilsinler, her zaman yılın aynı zamanlarında çiçek açarlar. Ancak bitki bu zamanlamayı her seferinde aynı mükemmellikte nasıl yapar? İşte bu sorunun cevabını bilim adamları uzun süredir araştırmaktadırlar.
Çiçeklenme zamanını bildiren sistemin nasıl işlediğini anlamak için Arabidopsis bitkisi üzerinde uzun süreli araştırmalar yapan bilim adamları, bu bitkinin gün uzunluklarındaki değişimleri adeta “fark ettiğini” ortaya koymuşlardır. Bitki bu şekilde gün süresindeki değişimlerden mevsimsel değişiklikleri “anlayabilmektedir”. Bu değişimler uzun mesafeli bir sinyali tetikleyerek yapraktan, çiçeklenmenin meydana geldiği en uçtaki filize kadar bitkinin damar sisteminde bir sinyalin dolaşmasını sağlar. Ancak bu sinyalin mahiyeti bilim adamlarınca hala çözülememiştir.
Bitkilerin büyümelerindeki sırrı çözmek için yürütülen çalışmalar, bu sinyali verenin bitkinin yaprağındaki Flowering Locus T (FT) geninin ürettiği Flowering Locus T (FT)adında bir protein olduğunu bulmuşlardır. Bu protein, bitkinin damar sistemi içinde çiçek açmasına neden olan diğer genleri harekete geçirerek en uç filize doğru yol almaktadır.
FT proteini bir bitkinin yaprağında üretildiği yerden filizlere doğru ilerlerkenCONSTANS adı verilen diğer bir gen tarafından tetiklenir, aksi takdirde FT proteini üretilmez. Bu nedenle CONSTANS yapraklarda kilit gen olarak tanımlanır ve gün uzunluğundaki değişimlere göre bitkinin, çiçeklenme zamanını tespit etmesine yardımcı olur.
FT proteini çıktığı yapraktan filize doğru hareket ederek, bitkilerin gün uzunluklarını hesaplamalarına ve çiçeklenme zamanını tespit etmelerine yardımcı olur. Japonya’da pirinçler üzerinde yapılan incelemeler, bu bitkide de çok benzer bir mekanizmanın işlediğini göstermiştir.
Bilim adamları bu buluşun tarım ürünlerinin verimini artırmada kullanılacağını düşünmektedirler. Çiçeklenmenin kontrol edilebilmesi ile üretim sezonu uzatılabilecek ve bitkiler değişen iklimlere uyum sağlayabileceklerdir.
Bu konudaki önemli bir detay da bu gelişmelerin aslında hadislerde Peygamberimiz (sav) tarafından bildirilmiş olmasıdır. Pek çok hadiste topraktan her zamankinden çok daha fazla ürün elde edileceği ve benzersiz bir bolluk ve bereketin görüleceği bir dönemin yaşanacağı haber verilmiştir. Bu dönem kıyamet öncesinde yaşanacak olan Altınçağ’dır.
Altınçağ’da öyle bir bolluk olacaktır ki mallar, hiç hesabı yapılmadan her isteyene dağıtılacaktır. Bu konudaki hadislerden bazıları şunlardır:
…Ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri, misli asla görülmemiş şekilde, pekçok nimetlere sahip olacaktır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
 
… Arz, içerisinde gizlediği bütün zenginliklerini, altından ve gümüşten sütunlar halinde dışarı atacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s.464)
 
O zaman ümmetim, iyisi kötüsü hepsi de mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir. Allah onlara, bol yağmur gönderir. Arz nebattan bir şey saklamaz. Mal hakir olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 16)
Bitkilerin bahar mevsiminin geldiğini bilmeleri için özel bir protein görev yapmakta ve çiçeğe ne zaman açması gerektiğini haber vermektedir. Filizlerle yaprakların bu şekilde iletişim kurması elbette bizlerin üzerinde düşünmesi gereken işlemlerdir. Bitki hücresinde yer alan şuuru olmayan hücrelerin bunu kendiliklerinden gerçekleştirmesi mümkün değildir. Böyle muazzam bir sistemin kendi kendine oluşması ise düşünülemez bile.
Akıl sahibi, eğitimli bilim adamlarının çözemediği bu sistemler bize üstün güç sahibi Yaratıcımız olan Allah’ın üstün yaratmasını, benzersiz aklını tanıtırlar. Allah Fatır Suresinde şöyle buyurmuştur:
De ki: “Siz, Allah’ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var?…” (Fatır Suresi, 40)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder