29 Kasım 2013 Cuma

Archaeoraptor liaoningensis (Dino-kuş) sahtekarlığı

ÖZLEMLE BEKLEDİĞİMİZ DEĞİŞİM

16 Mart 1988’de Saddam, Irak Ordusunun başındaki Tikriti’ye zehirli gaz bombası kullanmasını emretmişti. Gerekçesi, otoritesine boyun eğilmemesiydi. Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi ve tam bir katliam yaşandı. Koca şehirde hayat bitmiş, küçük çocuklar, bebekler, yaşlı kadınlar, anneler, babalar tek bir anda hayatlarını kaybetmişti. Kuşlar, kediler, köpekler kısacası bütün hayvanlar da ölmüştü.
Kimyasal silahların yakıcı etkisiyle derileri soyulan acı içindeki insanlar, çocuklarını korumaya çalışan anneler, gözlerinin önünde tüm ailesi yok olan küçük çocuklar ilk anda ne olduğunu bile anlamamışlardı.
Halepçe’deki katliamda, 5 binden fazla insan birkaç saat içinde hayatını kaybetti, 7 binden fazla insan da yaralandı.

27 Kasım 2013 Çarşamba

KRALİÇE KARINCANIN İŞÇİ KARINCALARLA KONUŞTUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

Bugünkü yazımda size çok bilinmeyen bir konudan bahsedeceğim. Araştırmacılar, karınca kolonisinin yuvasına çok küçük mikrofonlar ve hoparlörler yerleştirdiler ve mikrofonlardan tespit ettikleri ses çok şaşırtıcıydı! Kraliçe karınca, işçi karıncalarla konuşuyordu.
Oxford Üniversitesinden bir araştırmacı kraliçe karıncanın ses kaydını farklı vakitlerde karınca kolonisine dinletti ve bu sesi duyan karıncaların çenelerini açarak ve antenlerini havaya kaldırarak bu sesi saatlerce hareketsiz dinlediklerini tespit etti. Duydukları farklı ses kayıtlarına göre de işçi karıncalar farklı tepki veriyorlardı.Karıncalar bildiğimiz gibi koloniler halince yaşayan canlılardır, hem çok çalışkandırlar hem de tüm koloni mükemmel bir iletişim içerisindedir.

Kuran Mucizesi: Biyomekanik harikası balina ağzı

30 SANİYENİN KIYMETİ

Çok sevdiğim, derin saygı duyduğum ve eserlerinden çok şey öğrendiğim bir yazarın zamanla ilgili konuşmalarından birinde kullandığı benzetme bana bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettirdi. Sizinle konuşmadan şu satırları paylaşmak istiyorum:
“Zaman mühendisi olacaksın. 10 saniyeyi, 30 saniyeyi, 1 dakikayı bile çok iyi değerlendirmek lazım. Altınla uğraşanlar altının tozunu bile zayi etmezler. Zaman, altından kıymetlidir.”
Eskiye oranla zamanın ne kadar hızlı geçtiğini siz de fark ediyor musunuz? Peki ayların hafta, haftaların gün, günlerin ise saat gibi olduğunu? Peki ya bu kadar hızlı geçen zamanı çok iyi değerlendirmeniz gerektiğinin farkında mısınız?
Her insana dünyada verilmiş bir zaman vardır, bu herkesin bildiği ancak üzerinde detaylı düşünmediği gerçektir. Bir kutunun içine doldurulmuş taşların birer birer alınmasıyla birlikte kutunun boş kalması gibi insanın yaşamı da zamanla tükenir.

24 Kasım 2013 Pazar

SOĞUK VE RUHSUZ YAŞANTILAR

Soğuk ve Ruhsuz Yaşantıların Değişmesi Çok Kolaydır!

Sıkıntılı yüz ifadesine sahip ne çok insan var değil mi etrafınızda?

Peki ya tanıdıklarınızdan sürekli söylenen, oflayıp, puflayan, en ufak bir aksaklıkta bile sinir küpüne dönüşen insanların sayısı gittikçe artıyor mu? Sosyal medyadaki arkadaşlarınız sayfalarında sürekli içlerinin sıkıldığına dair paylaşımlar mı yapıyorlar, takipçilerine, “insanın sinirlenebileceği en son noktadayım”, “artık yeter”, “sabrın sonundayım” mesajları mı gönderiyorlar?

İşte bütün bu insanların ortak noktası ya iman etmemiş olmaları ya da imanda yaşadıkları tereddütlerdir.

11 Kasım 2013 Pazartesi

NEDEN DÜNYADAYIZ?

Bazı insanlar vardır; bakar bakmaz yüzlerinde sıkıntının, gerginliğin izlerini hemen görebilirsiniz. Onları bakışlarındaki donukluk, derin çizgiler, asık ve sert yüz ifadeleri de bize tanıtır. Bu gibi insanlar için her şey bir sıkıntı sebebidir; uyku, yemek, okul, trafik, iş hayatı, çocuklar, alışveriş...

Bu kişiler neden dünyada olduğumuzu kavrayamamış, bu zorlukların karşılarına çıkış sebeplerini bilmeyen hatta belki de hiç düşünmemiş insanlardır.

Zorluklar, insan hayatının bir parçasıdır ve hiç kimse bunun aksini iddia edemez. Çalışınca yoruluruz; uykumuza ve yemeklerimize dikkat etmezsek güçsüz düşer hastalanırız. Zaman geçtikçe bedenimiz yaşlanır. Üstelik ölene kadar bunlar artarak devam eder. Bunların dışında insan sürekli nefsi ve vicdanı arasında seçim yapmak zorundadır. Her an irade kullanması gereken durumlarla karşılaşır; yılgınlık, öfke, kıskançlık, ümitsizlik gibi kötü ahlaktan kaçınmak için vicdanını her an kullanması gerekir.
Zorlukları sıkıntıya çevirmemek elinizde..

Sıkıntı ve zorluk nedeni olan konular, dünya hayatının önemli bir parçasıdır elbette ancak zorlukları sıkıntıya çevirmek ya da çevirmemek her insanın kendi tercihidir ve birçok kişi bu gerçekten haberdar değildir.

Üzerinizdeki havf ve yeisi atın artık

1 Kasım 2013 Cuma

SABIR VE ZAMAN

Kuran’da Rabbimiz,Kim sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu, azme değer işlerdendir.” (Şura Suresi, 43) buyurmuştur. Sabretmek ve affetmek üstün bir ahlak özelliğidir. Öfkelenmek kolay olandır, öfkeyi yenmek ise nefse ilk anda ağır da gelse Allah rızasına en uygun olan ve insan için de en iyi olandır.

Müminler birbirlerinin kardeşleridir ve her an birbirlerini güzel olana, daha doğru olana yöneltirler. Bunu da yaparken hiç öfkelenmeden, Zariyat Suresi, 55. ayetinin, Sen öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, müminlere yarar sağlar.”hükmü gereği güzellikle anlatırlar.
Ancak müminlerin sabrı, diğer insanların tahammüllerinden tamamen farklıdır. Sabır ile tahammülü birbirine karıştırmamak gerekir.

İman edenler, her konuda ve koşulsuz sabrederler. Güzel ahlakta sabır gösterir; mesela öfkelerini yenerler ama bunu yaparken tahammül etmezler, zevkle ve severek hatta 5 vakit namaz gibi bir ibadet olarak yaparlar.


Peygamberimiz (sav) de bu üstün ahlakı bir hadisinde bize şöyle bildirmiştir:

“Öfkelendiği zaman (nefsine hâkim olup) mülayimlilikle mukabele eden kimse Allah’ın sevgisine nail olur!” (Esbahani: Hz. Aişe )

Mao'nun darwinist zulmü (Büyük Atılım ve Büyük Kıtlık)