24 Kasım 2013 Pazar

SOĞUK VE RUHSUZ YAŞANTILAR

Soğuk ve Ruhsuz Yaşantıların Değişmesi Çok Kolaydır!

Sıkıntılı yüz ifadesine sahip ne çok insan var değil mi etrafınızda?

Peki ya tanıdıklarınızdan sürekli söylenen, oflayıp, puflayan, en ufak bir aksaklıkta bile sinir küpüne dönüşen insanların sayısı gittikçe artıyor mu? Sosyal medyadaki arkadaşlarınız sayfalarında sürekli içlerinin sıkıldığına dair paylaşımlar mı yapıyorlar, takipçilerine, “insanın sinirlenebileceği en son noktadayım”, “artık yeter”, “sabrın sonundayım” mesajları mı gönderiyorlar?

İşte bütün bu insanların ortak noktası ya iman etmemiş olmaları ya da imanda yaşadıkları tereddütlerdir.
İmanın insana kazandıracağı güzellikleri ise, tam olarak fark edememiş ya da düşünememiş olmalarıdır.

Yüce Rabbimiz Allah bu gibi insanları, Yunus Suresi 7. ayette, “Dünya Hayatına Razı Olanlar Ve Bununla Tatmin Bulanlar olarak tanımlamaktadır. Bu kişilerin tek amacı dünya hayatında biraz daha yaşayabilmek, biraz daha faydalanabilmektir.

İmanın insana kazandıracağı güzelliklerden kimi zaman bilerek kimi zaman da bilmeyerek uzak kalmışlardır. İçinde yaşadıkları soğuk dünyanın, sevgi eksikliğinin, sıkıntıların ve diğer bütün ruhi ve bedeni rahatsızlıklarının asıl sebebinin iman eksikliği olduğunu belki de hiç düşünmemişlerdir. Oysa bu soğuk ve ruhsuz yaşantının değişmesi çok kolaydır, bunun için insanın dünyanın var ediliş amacını düşünmesi yeterlidir.

İman, insan için bir neşe kaynağıdır!..

İman etmeyen insanlar, mutluluk için kendilerince sebepler arar, kimileri zenginlikle kimileri güzellikle ya da gençlikle, kimileri popüler olmakla ya da başarıyla mutlu olunacağını zanneder. Hatta bu konuda eksiklikleri olduğunu düşündükleri kişilerin mutlu olmasını yadırgar ve anlayamazlar. Dünyadaki her şeyi sathi bir bakış açısıyla değerlendiren, sadece dünya hazlarını hedefleyen bu gibi kişiler gerçek anlamda hiçbir zaman mutlu olamazlar.

İman eden insanlar ise, hayatlarının her anında mutlu ve huzurlu olurlar. Nimetlerde bir azalma olduğunda, hastalık durumunda ya da başka herhangi bir zorlukta da neşelerinden hiçbir şey kaybetmezler. Mutlulukları için özel bir sebebe gerek yoktur, onlar için en başta iman etmek büyük bir şükür ve neşe sebebidir. Dünya hayatındaki zorlukların onlara denenmek için verildiğini ve zorluklara sabrettiklerinde bunun Allah Katında güzel bir karşılığı olacağını umut ederler. Bu düşünce, onların neşe kaynağı olur. Vicdan kullanarak hareket ettikleri için kıyas yaparlar ve kıyasla birlikte nimetlerin kıymetini daha iyi bilirler.

İman etmeyen insanlarda ise, bu durum tam tersidir. Bir evi olan kişi, daha büyük bir evi olan arkadaşını gördüğünde onun için sevineceğine, o kişi için mutlu olacağına bunu kıskanır ve daha büyük bir eve kavuşma planlarına başlar. Ancak olabilecek en büyük eve kavuşsa yine de mutlu olmayacaktır; çünkü Allah dünya hayatındaki huzuru ve mutluluğu evin büyüklüğüne, güzelliğe, yiyeceklerin çokluğuna, şöhrete ya da başarıya bağlı olacak gibi yaratmamıştır. Biraz derin düşünen insanlar bunu hemen kavrayabilirler.

Bir insanın ne kadar büyük bir evi olursa olsun yaşayacağı yer tek bir odadır, bir mutfak veya banyodur. Bu insan, 10 odalı bir eve de sahip olsa, odaların hepsinde aynı anda olamayacak yine tek bir odanın içinde yaşayacaktır.

En güzel ziyafet sofrasındaki insan için de durum aynıdır, muhteşem bir masa bile olsa her insanın bir yeme kapasitesi vardır,  en lezzetli yemekler bile sınırlı yenebilir, aksi vücutta ciddi rahatsızlıklar oluşturur.

Gençlik ve güzellik ise geçicidir; her insan zamanla yaşlanır, gücünü kaybeder. İman olmazsa bu durum büyük bir sıkıntı oluşturabilir.

Dünyada nimet olarak verilen bütün güzellikler en fazlasıyla sahip olunduğunda değil, ancak sevgiyle paylaşıldığında, fedakârlık ruhuyla hareket edildiğinde zevk verir, aksinde insanın hayat kalitesini düşüren birer azap vesile haline gelebilir.

İnsan imanının derecesi arttıkça güzelliklerden de daha zevk hale gelir; her konuda güzel bir yön bulup, her olayda hayır görebilir. Bu da derin bir imana vesile olur,  sevmeye, sevilmeye ve büyük bir konfora vesile olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder