23 Mayıs 2014 Cuma

Fırsatları iyi değerledirmek ya da...

Fırsatları iyi değerledirmek ya da değerlendirememek

Seçim yapmak zorunda kaldığınız durumları düşünün, iyiyi ve kötüyü ayırt etmeniz gereken, kendi nefsinizle çatışan ya da başkalarının çıkarlarını ön plana almanız gereken durumları…
Bütün bunlar ruhunuzun eğitilmesi için var edilen olaylardır ve insanın dünyadaki imtihanının bir parçasıdır.

İman ile bakılmazsa herşey bir sıkıntı sebebi olabilir. Bir başkasının elde ettiği başarı, daha çok sevgi-ilgi görmesi, daha güzel bir eşyaya sahip olması, daha güzel bir insan olması…


Elinde olmayanları elde etme hırsıyla birlikte sahip olduklarına garip bağlılık da sıkıntı sebebidir.

Mutluluğun dünyevi özelliklere göre belirlendiğini düşünen bu gibi kişiler için her kayıp, her eksiklik bir üzüntü sebebidir. Bu yanlış mantıktaki insanlar için bu anlar bir eğitim ya da vicdanı devreye sokacakları bir güzellik değil sadece zorluktur. Oysa dünya hayatında zıtlıkların bulunmasının bir nedeni vardır, her insan iyi ve kötü, güzel ve çirkin arasında ayrım yapmakla sorumludur.

İyiliği tercih etmeyi sağlayan vicdan her insanda bulunur ancak bunun kullanılmasını sağlayan imandır. Tabi ki iman edenler de hata yaparlar, yanılırlar, unuturlar ve vicdanlarını tam kullanmadıkları zamanlar olabilir. Ancak bunların hata olduklarını anladıklarında tevbe ederler ve tekrar etmemek için çalışırlar.
Allah doğruyu yanlıştan nasıl ayırt edebileceğimizi bir ayetinde şöyle bildirmiştir:

Enfal Suresi/29- Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
Allah’ın ayette bir sır olarak bildirdiği gibi iman ile birlikte gelen Allah korkusu insanın aklının açılmasına, bu ayrımı yapabilmesine bir vesiledir.

İmanla birlikte insan sahip olduğu tüm güzelliklere, sağlığa, ailesine, arkadaşlarına, aklına şükreder hale gelir. Nimetlerin kısıtlandığı zamanlarda da şükrünü azaltmaz hatta tam tersine daha çok Allah’a yönelir. İşte böyle zamanlarda iman etmeyenlerde bir huzursuzluk, iman edenlerde ise tam tersine Allah’a yönelmenin verdiği bir bereket ve huzur olur.

Biraz dikkat verirseniz Allah’ın 
bize emrettiği ahlakı yaşamamız için gün içinde birçok fırsatın karşımıza çıktığını daha fazla fark etmeye başlayacaksınız. Unutmayın ki bu fırsatları  güzellik ve iyilik yönünde değerlendirip/değerlendirmemek bizim elimizde.

Biz ancak Rabbimiz olan, bizim için herşeyi var eden Allah'a yöneldiğimizde, sadece O’ndan isteyip, O’na teslim olduğumuzda, Allah’tan bahsedip, O’na şükrettiğimizde huzur buluruz.

Allah Kuran’da gerçek iç huzurunun, mutluluğun nasıl elde edileceğini de bize şöyle bildirmiştir:

Ra'd Suresi/2"Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder