12 Ekim 2013 Cumartesi

İman Zafiyetinin ilacı Kuran Mucizeleri…


Nötron ve Proton’un Kuran’da geçtiğini biliyor muydunuz?

Kuran, Allah’ın sonsuz ilmini, sonsuz hikmetini yansıtan, doğruyu yanlıştan ayıran, bilmediklerimizi öğreten bize verilmiş en büyük nimettir. Saf vahiydir. Hükümlerinin her biri nurdur, güzelliktir, huzurdur, berekettir, ferahlıktır. Kuran’da ne bilimle, ne mantıkla, ne de sosyal hayatla hiçbir çelişki yoktur. Kuran’da sosyal ve bedeni şifa vardır. Bütün sosyal hastalıkların şifası Kuran’dır. Kuran’a sıkı sıkıya sarılırsa tüm insanlık felah bulur. Bir kişi Kuran’dan koptuğunda ise hemen bereketsizlikler zincirleme olarak birbiri ardınca gelmeye başlar.



Kuran’ın nurlu özelliklerini elbette burada saymakla bitiremeyiz; ama Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan, hayranlık uyandıran birçok mucizesi vardır. Bilimsel buluşların yapılmasıyla bu mucizeler tek tek ortaya çıkmıştır. Bilimin gelişmesiyle daha niceleri de çıkacaktır Allah’ın izniyle...

Kuran’ın her bir bilimsel mucizesi öğrenildiğinde inananların şevki daha da artar, imanları daha da pekişip derinleşir. Kuran mucizeleri din ahlakından uzak yaşayan pek çok kimsenin de imana yaklaşmasına vesile olur inşaAllah. Bu nedenle Allah’ın varlığının, birliğinin, Kuran’ın mucizelerinin ve iman hakikatlerinin sık anlatılması dünyayı kasıp kavuran imansızlığın ortadan kalkması için İslam yolunda yapılabilecek en güzel hizmetlerdendir.

Bu amaçla bugünkü yazımda, 20. ve 21. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz, fakat 1400 yıl önce zaten Kuran'da bildirilmiş olan bilimsel bir gerçekten örnek vereceğim. Elbette ki Kuran elbette ki bir bilim kitabı değildir. Fakat içerdiği bilgilerin Kuran’ın indirildiği dönemde bilimsel olarak saptanması mümkün değildir. Bilimsel gelişmelerin Kuran’da haber verilmiş olması, Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunu bize bir kez daha gösterir.

Örneğin Kuran’ın indirildiği dönemde ne kuantum fiziği ne de atomaltı parçacıklar biliniyordu. Fakat Allah ayetlerinde birtakım harf dizilimlerine dikkat çekerek bazı bilimsel bilgileri hikmet gözüyle Kuran’ı inceleyen Müslümanlara açmıştır.
Kehf Suresi'nin 37 ve 39. ayetlerine baktığımızda, evrenimizi oluşturan proton ve nötron isimli temel parçacıkların isimlerine ve kütlelerine işaret eden mucizevi bir bilginin yer aldığını görürüz.
"Nötron" kelimesini oluşturan, Arapça Nun-Te-Re-Nun harfleri, Kuran’ın 18. Suresi olan Kefh Suresi’de, 39. Ayetinde geçer. Bilim literatüründe Nötron’un kütlesi “1839 me” olarak belirtilir.
                   
Görüldüğü üzere, Kehf Suresi'nde hem nötron ismine hem de ayet numarasıyla ağırlığına açıkça işaret edilmesi, Kuran’ın bir mucizesidir. Kuran’da yer alan binlerce ayetin hiçbirinde nötron kelimesini oluşturan harfler hiç yan yana gelmediği gibi tam 18. Surenin 39 numaralı ayetinde "nötron" kelimesi ortaya çıkması elbette ki hayranlık uyandırıcıdır.
*

Bu durum bir diğer atom parçacığı olan proton için de böyledir. Proton kelimesini oluşturan Arapça Be-Re-Te-Nun harfleri (Bilineceği üzere, Arapçada "P" harfi bulunmaz, bu sese denk olarak "Be" harfi kullanılır.) yine 18. Sure olan Kehf Suresi'nin 37. ayetinde bu harfler soldan sağa yan yana gelir. Bilim dünyası protonun kütlesini ise "1837 me" olarak kabul eder.
*
                   

Yüce Kitabımız Kuran insanların astronomi, fizik ya da biyoloji hakkında çok az şey bildikleri bir dönemde indirilmiştir ama evrenin ilk yaratılışından insanın oluşumuna, atmosferin yapısından, yeryüzündeki dengelere kadar birçok bilgiyi içerir.
Proton ve nötronun kütlelerinin henüz keşfedilmediği bir dönemde, atomları, zerreleri oluşturan bu parçacıklara Kuran’da işaret edilmesi başlıbaşına üzerinde düşünülmesi ve anlatılması gereken bir konudur.
Bu gibi örnekler, insanların imanlarını derinleştiren, şevklerini artıran nedenlerden biridir. Ayette de belirtildiği gibi, yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbimizden uzakta saklı değildir. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta kayıtlı olmasın. (Yunus Suresi, 61)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder