28 Ekim 2013 Pazartesi

KURAN’DA HURAFELERE YER YOKTUR

Çok uzun yıllardır İslam alemi bağnazlık ve radikal akımlarla karşı karşıya. İslam’a kendilerince hurafeleri, bidatleri dahil etmeye çalışan bir zümre var. Bu zümre her ne kadar sayıca çok fazla değilse de ikna ettiği veya yanılttığı insan sayısı bir hayli fazla. Hele ki bu kişiler yazılı ve görsel medyada bir de Müslüman kimliğiyle tanıtılınca, bazıları Kuran’ı bilmemekten kaynaklanan bir cehaletle “ikna” olabiliyorlar.
Söz konusu bağnaz dediğimiz bu kişilere
baktığımızda genellikle kin, öfke, nefret, şiddet, kadın düşmanlığı, sevgisizlik, merhametsizlik, bilime ve sanata karşı olmalarıyla ön plana çıktıklarını görürüz. İşte bunun sonucunda da İslam denildiğinde  dünyada insanların aklına ilk gelen hep meyus bir yüz, savaş, nefret, kin, öfke olmuştur.
Bu kişiler türettikleri ruhbanlıkları, hurafe ve bidatleri, daha doğrusu uydurdukları kendi “dinlerini” İslam diye insanlara tanıtıyorlar. Oysa Kuran’da anlatılan dinimiz ile bu kişilerin anlattıkları din birbirine tamamen zıttır. Elbette bu kişilerin bir bölümü cahillikle böyle bir akıma kapılmış ve gerçekte nasıl bir hatanın içinde olduklarının farkında olmayabilirler. Ancak sonuçta, Kuran ile Allah’ın kullarına emrettiği helalleri, güzellikleri, nimetleri haram sayarak, İslam dünyasına kalitesizliği getirdiler. İslam barış ve sevgi dini iken güya nefret ve savaş dini gibi algılanmasına sebep oldular.
Zaten kendilerine sorduğumuzda da din adına getirdikleri hurafelere Kuran’dan tek bir ayet gösteremezler. Halbuki Kuran’da Allah’ın kulları için helal kıldığı nimetleri, güzellikleri yasaklayanlar Allah’ın  “Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın.” (Maide Suresi, 87) ayetinin hükmüne girmektedirler. Hem kendileri hem de bilinçsizce gerçek dinden uzaklaştırdıklarının vebalinin bir bölümünü üstlenmektedirler.
İslam sevgi, şefkat, merhamet, huzur, mutluluk dinidir. Allah sevmeyi ve sevilmeyi sever ve kullarını da sevgi dolu olmaya çağırır.
“İman edenler ve salih amellerde bulunanlara, Rahman olan Allah’ın, onlar için bir sevgi kılacağını”(Meryem Suresi, 96) haber verir.
İslam’da Müslümanlara Kitap Ehli’ne yani Musevi ve Hristiyanlara sevgiyle, merhametle, şefkatle, adaletle yaklaşmaları, onları korumaları  emredilir. Kitap Ehline karşı düşmanlık ve nefret yasaklanır:Nitekim Araf Suresinin 159. ayetinde Allah Museviler arasından “hakka ileten bir topluluk” olduğunu bildirir. Al-i İmran Suresi 113, 114 ve 199. ayetlerde, Kasas Suresi 52. ayette, Nisa Suresi 162, Bakara Suresi 62, Maide Suresi 12 ve 69. ayetlerde Allah, “Allah’a derin bir imanla iman eden Musevi ve Hristiyanların varlığını” haber verir.
Kutsal kitabımız Kuran’ı herkes her şartta, her konumda ve her yerde rahatlıkla okuyabilir. Aynı zamanda herkes kendi anladığı dilde de okuyabilir ki Rabbimizin bizden neler istediğini anlayabilsin. İslam’da, bilhassa da kadınlara yönelik olarak, belirli dönemlerde Kuran’a dokunmayı yasaklayan herhangi bir kısıtlama yoktur: Allah “Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın.” (Ahzab Suresi, 34) diye buyurur. Kuran bizim rahmet kaynağımızdır, hayatımızın her anına yön veren mübarek kitabımızdır. Her fırsatta kutsal kitabımızı okuyup anlamalı, gözümüzü açtığımız andan itibaren de Kuran ayetlerinin hikmetlerini aklımızda tutarak günlük yaşantımızda uygulamaya geçirmeliyiz.
Gerçek İslam’da hüzün yoktur: Hüzünlenmek, ağlamak, mutsuzluk, kahır iman etmeyenlere ve cehennem ehlike has özelliklerdir. Allah onlar için “az gülsünler, çok ağlasınlar” (Tevbe Suresi, 82) demektedir. İslam’da neşe, mutluluk, sevinç, coşku, heyecan esastır. Müslüman cennete gidebilecek olmasının sevincini ve ümidini sürekli yaşar.
İslam’da kalite, güzellik, bilim, eğitim, kültür, estetik ve sanattan zevk almak teşvik edilir. Çünkü bunların tümü cennet nimetleridir ve müslümanlar bu cennet nimetlerini dünyada da tadarlar. Müslüman her zaman bakımlı ve temizdirler, çünkü ayette “Elbiseni temizle.  Pislikten kaçınıp uzaklaş.” (Müddessir Suresi 4-5) diye buyurur Rabbimiz. Müslüman kıyafetini, bedenini, yaşadığı ortamı temiz tutmakla yükümlüdür. Allah ayetlerinde kadın erkek tüm inananlara derin düşünmeyi ve ilim sahibi olmayı da tavsiye eder. Ve yine, Allah Hz. Süleyman’ın sarayını örnek olarak vererek sanata, estetik ve güzelliğe dikkat çeker.
Sonuç olarak, Müslüman dünyanın en kaliteli, en bakımlı, en bilgili, en kültürlü insanı olmalıdır. Kalitesizlik hem kişinin kendisine, hem de çevresine maddi ve manevi anlamda büyük zarar getirir. İslam dinini yanlış inlayan ve anlatanlar ise, hem kendileri bu nimetlerden mahrum kalır hem de İslam dinini yanlış tanıtarak insanları İslam dininin güzelliklerinden uzaklaştırırlar. En önemlisi ise ahiretleri için yüklendikleri vebal olur ki, bu en vahim olanıdır, Allah esirgesin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder