9 Aralık 2013 Pazartesi

BAŞBAKANIMIZIN İDEALİNDEKİ GENÇ NESİL

Hatırlayacak olursak, Başbakanımız Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla İstanbul'da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada okullarda seçmeli olarak Kur'an-ı Kerim'i, onun yanında Hazreti Peygamber'in hayatını yani Siyer-i Nebi’nin öğretilecek olmasının büyük bir fırsat olduğunu belirtti. Peygamberimiz (sav)’in hayatından çok istifade edilmesi gerektiğini, Peygamberimizin hayatının her bir anının bütün insanlık için okunacak, ezberlenecek bir ders olduğunu belirterek çok güzel bir konuya dikkat çekti. Kur'an-ı Kerim nasıl insanlık için yol gösterici ve nur olarak indirilmişse Hz. Muhammed (sav)’in hayatının da insanlık için bir rehber, ilham kaynağı olduğunu belirtti. Tabi ki bunlar çok önemli, umut verici sözler. 2013 yılında böylesine dindar bir Başbakanımızın olmasından millet olarak kıvançlıyız ve gurur duyuyoruz.
Ve yine hatırlayacak olursak, Başbakanımız bir süre önce de “dindar bir gençlik” yetiştirmek istiyoruz şeklindeki idealini dile getirmişti;
ki bu ideali de çok önemliydi. Ama burada asıl önemli olan Başbakanımızın “idea”l olarak gösterdiği bu neslin vasıflarının tam anlaşılması ve kavranmasıdır.
Çevremize baktığımızda çocuğundan gencine pek çok kişinin kendisine bir başka kişiyi örnek aldığına, dış görünümünden kıyafetine, saç modelinden konuşma üslubuna, hatta mimiklerine kadar o kişiyi taklit etmeye çabaladığına, onun yaşam şekline özendiğine, kısacası ona benzemeye çalıştığına şahit oluyoruz. Ancak bir gerçek var ki; örnek aldıkları bu kişilerin hemen hepsi ya pek çok açıdan kusurludur ya da tümüyle o kişiyi yanlış yol ve ahlaka yönelten bir düşünce yapısı içindedir. Oysa tüm insanlar için ahlak ve tavırda en güzel örnek Peygamber Efendimiz (sav)’dir.
Peygamberimizin güzel ahlakının, asil ve mükemmel tavırlarının, aklının, nurunun kaynağı Kuran’dır. Peygamberimiz (sav) ve ona uyan müminlerin Kuran’ı kendilerine kaynak edinmiş olmaları, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmalarına, Allah’ı derin bir aşkla seven, akıllı ve yüksek vicdanlı kişiler olmalarına vesile olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimiz (sav)’in idaresindeki toplumlarda da her zaman huzur, mutluluk, güven, adalet, kardeşlik, eşitlik, merhamet, fedakarlık, affedicilik gibi üstün özellikler en güzel şekliyle hayat bulmuştur. Nitekim bu dönem Asrı Saadet ismiyle tarihe geçmiştir. Böyle güzel bir dönemin yeniden inşası için günümüzde de Kuran’la hükmeden, Peygamber Efendimizin ahlakıyla ahlaklanmış, onun gibi düşünen, onun kararlarıyla hükmeden, onun gibi konuşan, davranan bir neslin yetişmesi son derece önemlidir.
Aynı zamanda bu genç neslin en önemli özelliklerinden biri de hak bir ülküsünün, hak bir idealinin olması gerektiğidir. Bu ise Kuran ahlakını tüm dünyaya yayma ülküsüdür. Çünkü ülkesinin sorunlarına karşı vurdumduymaz, insanlığın çektiği acılara lakayt, sadece kendi giyimini, rahatını düşünen bir nesilden elbette ki hiçbir fayda beklenemez. Milli ve manevi değerleri üstün tutan bir ülküye sahip olmayan toplumların geleceği risk altındadır. Bu toplumlar er veya geç parçalanır ve yok olurlar. İşte Başbakanımızın da ideal olarak yetiştirmek istediği nesil, Peygamberimiz (sav)’in izinden yürüyen, güzel ahlaklı, inanç, ülkü, ideal sahibi böyle bir nesildir.
Allah Kuran’da, “ideal” bir neslin özelliğini çok detaylı tarif eder. Bu kişilerin bazı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
-       Allah’ı her şeyden çok, derin bir aşkla severler, sadece Allah’a kulluk ederler, O’na gönülden teslim olurlar, Allah’tan derin bir saygıyla korkarlar, O’nun beğenmeyeceği bir ahlak içinde olmaktan sakınırlar,
-       Allah’a karşı aczini ve fakrını bilir, merhametli, şefkatli ve mülayim huyludurlar. Her şart ve durumda şükredicidirler,
-       İnsanları Kuran’ın emirleri doğrultusunda iyiliğe yöneltir, kötülükten sakındırırlar.
-       Birlik ve beraberlik ruhu içerisindedirler, hakkı söylemekten çekinmez, her zaman haklının yanında yer alır, suçlulara arka çıkmazlar, kimsenin hakkını yemezler, daima hak ve adaletten yana tavır alırlar.
-       Haram ve helal sınırlarına çok titiz davranırlar, sabırlıdırlar, fedakardırlar, zorluklardan yılmazlar, çile ehlidirler, cesurdurlar, güvenilir bir karakterleri vardır. Allah’tan başka kimseden korkmazlar.
-       Fikirlerini zor ve baskıyla kabul ettirmeye kalkmazlar. Sanat ve estetik yönleri güçlü olur, taassubun, bağnaz mantıkların daima karşısındadırlar, modern ve kalitelidirler.
Bu vasıflara sahip bir nesil dünyanın pek çok bölgesinde halihazırda devam eden savaşların, katliamların, sefaletin, samimiyetsizliklerin, bencilliklerin yerini sevginin, muhabbetin, huzurun kısacası her türlü güzelliğin almasının teminatı olacaktır. Böyle bir gençlik Kuran’ın nurlu ruhunu taşıdığı için her yere güzellik, huzur, barış, kardeşlik ferahlık ve aydınlık saçacaktır. Canımız Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin de dediği gibi:
"MİLLET-İ İSLAMİYE'NİN SAADETİ YALNIZ VE YALNIZ İSLAM'IN ESASLARI İLE OLABİLİR. YOKSA ADALET MAHVOLUR, EMNİYET ALTÜST OLUR. AHLAKSIZLIK VE PİS HUYLAR ÜSTÜN GELİR. İŞ, YALANCILARIN VE DALKAVUKLARIN ELİNDE KALIR" (Hutbe-i Şamiye, s. 79)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder