8 Temmuz 2014 Salı

Bizi Birbirimizden Ayıramazsınız

Komünist tehlikenin hala devam ettiğini Ağrı’da tekrarlanan seçimler sonrasında bir kez daha görmüş olduk ancak durumun ciddiyetini anlamak için ülkemizin doğusuna bir göz atmamız da yeterli olacaktır. Gerek seçim sonuçları, gerekse bölgede yaşanan olaylar bizi rahatsız eden tabloyu ortaya koyuyor: Ciddi boyutta bir bölünme tehlikesi ile karşı karşıyayız.

PKK, yıllardır iç içe yaşadığımız Kürt kardeşlerimizi bizden ayırmak ve zorla, baskıyla, silahla, tehditle onları kontrol altında tutmak için çalışıyor. Sistemli olarak, sözde akademilerinde verdiklerinde Darwinist-materyalist eğitim ile de kardeşlerimizi komünist bela çukurunun içine çekmek istiyorlar
.
“Özerklik”, “Federasyon” gibi vaatlerin altında yatan anlam ise çok açık:  Güneydoğu’nun özerk olması, BÖLÜNMESİ ve bizden ayrılması demektir ki ASLA VE ASLA ÜLKEMİZİ BÖLDÜRMEYİZ. Asla ve asla güzel ahlaklı, dindar Kürt kardeşlerimizi, zalim komünist sistemin pençesine terk etmeyiz. Gerekirse 70 milyon şehit oluruz ama tek karış vatan toprağını vermeyiz.


Neden mi?

Türkiye’de yaşayan 70 etnik grup var ve bu ülke hepimizin. Bazıları ısrarla Arap-Kürt-Türk-Alevi-Çerkes-Gürcü-Uygur-Kırgız-Boşnak-Arnavut gibi ayrımlar yapmaya çalışsalar da biz öylesine birbirimizle kaynaşmışız ki bizi ayırmaları mümkün değil.

2007’lerde yapılan bir araştırmaya göre, ülkemizdeki 2 milyon 708 bin kişinin ailesinde Türk-Kürt/Zaza evliliğinden kaynaklanan akrabalık bağı var.

Yakın dönemde yapılan bir istatistiğe göre ise Türk ve Kürt evliliklerinin sayısı 4 milyona ulaşmış.
Bu insanları nasıl ayıracaksınız?

Peki ya bin yılı aşan ortak kültürümüzü nasıl yok edeceksiniz?

Komşularımızı, arkadaşlarımızı, iş ortaklarımızı, akrabalarımızı bizden nasıl koparacaksınız?

Tabi ki bunların hiç birisini yapamazsınız. Güneydoğu’da ateist, Darwinist zihniyete sahip özerk bir devlete asla müsaade etmeyiz, canımız Kürt kardeşlerimizi de komünist zihniyete, Allah’ın izniyle teslim etmeyiz.

Bizler can kardeşleriz

Güneydoğu’da “Kürdistan” ismiyle kurulmak istenen yapı komünist, Stalinist, Leninist, Darwinist ideolojiyi esas alır. Komünizmin tarih boyunca insanları nasıl bir bela içine ç çektiği ise tartışma götürmez bir gerçektir:
- Mao başa geldiğinde, 1958-1961 yılları arasında Çin’de yaşanan kıtlık sebebiyle yaklaşık 40 milyon masum insan hayatını kaybetti.  Mao sistemi, halka baskı ve zulüm uygulayarak tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Mao 1976 yılında öldüğünde ise arkasında 50 milyonu aşkın ölü bıraktı.
- Stalin’in kurduğu “zoralım birlikleri”nin köylülerin tüm ürünlerine el koymaları sebebiyle Rusya’da 6 milyon insan açlıktan kıvranarak öldü.
- En kanlı komünist diktatörlerden biri olan Lenin başa geldiğinde, köylülerin tüm mahsullerini toplattı ve 29 milyon insanı açlığa terketti, 5 milyon kişi kıtlıktan hayatını kaybetti.
- Küba’daki komünist devrim sonrasında gerçekleşen ölümlerin bilançosu ise dehşet verici: 10 bin kişi idam edildi, 30 bini aşkın insan ise işkencelere maruz bırakılarak hapsedildi.

Size çok kısa verebildiğim bu örnekler komünist vahşeti açıkça gözler önüne seriyor... İşte bu sebeple, komünizmin getireceği bu zalim sisteme asla teslim olmayacağız ve tertemiz Kürt kardeşlerimizi de bu tehlikeden uzak tutacağız.

Kürt kardeşlerimiz müthiş güzel ahlaklı, vefalı, hayırsever, yardımsever, çok dindardır. Onlar çile ehlidir. Anadolu ahlakının yüzlerine yansıyan temizliği ve iyi niyet onlara olan sevgimizi daha da artırmaktadır. Bizler kardeşiz ve bu kardeşliği Allah’ın izniyle hiç kimse bozamaz. Kürt, Laz, Türk,  Çerkes, Arnavut hepimiz Türkiye topraklarında ortaklaşa yaşayan can kardeşleriz.

Eğer komünist PKK bizim canlarımızı bizden ayırmaya kalkarsa dünyayı ayağa kaldırırız çünkü bölünme huzur ve barış değil, savaş ve zulüm getirir.

Bölünme olmayacak, daha çok bütünleşme olacak

Bu yazıyı yazmamın sebeplerinden biri Güneydoğu’da, PKK’nın Kürt kardeşlerimize zor ve baskıyla istediklerini yaptırması, çocukları dağa kaçırılan annelerin acı çığlıkları, teröristlerin silah zoruyla, halkın üzerine adeta bir karabasan gibi çökmüş olmaları...

Doğu illerimizde bütün bu zulüm yaşanırken, oradaki kardeşlerimiz diken üstünde iken, bu tehlikeyi anlatmamak her müslüman gibi benim de vicdanımı rahatsız ederdi. Bu vesileyle Sn. Adnan Oktar’ın bölünme tehlikesiyle ilgi yaptığı çok önemli bazı açıklamaları da sizlerle paylaşmak istiyorum.

Adnan Oktar: Bölünme ne demek biliyor musun? Vatanın gitmesi, din, iman her şeyin gitmesi demek. Ölüm gibi değil. Mahvolmak demek. Cehennemin ortasına oturmuş gibi, Allah esirgesin. Biz İttihad-ı İslam istiyoruz, İslam Birliği istiyoruz. Büyük Türkiye istiyoruz.  (A9 TV; 4 Nisan 2013)
Adnan Oktar: Güneydoğu’da komünist kuvvetleri, komünist güçleri kolluk kuvveti olarak oraya sokmayız. Türk askerinin, Türk polisinin dışında kimse olmaz orada. Bağımsız bir devlet oluşturtmayız orada. Federasyon da olmaz. Özerk bir bölge de olmaz. Bunu unutsunlar. (A9 TV; 18 Aralık 2012)
Adnan Oktar: Bölünme olmayacak bilakis vatan topraklarında Türk, Kürt, Laz, Arap, Çerkez daha da karışacağız, iç içe olacağız. (A9 TV; 7 Mayıs 2013)

Komünizmi masum bir ideoloji gibi göstermeye çalışmak, özerkliği, federasyonu süsleyerek sunmak dünyadaki tüm insanları kan isteyen şeytanın eline teslim etmektir. PKK’ya karşı yapılacak en etkili mücadele ise anti-komünist, anti-Stalinist, anti-Darwinist ilmi çalışmadır.  Komünizmin gerçek yüzünün ortaya konması, insanlara güzel ahlakın öneminin, iman hakikatlerinin, Kuran’ın mucizelerinin anlatılmasıdır.

Allah, ilimle yapılan mücadeleyle şeytani fikir sisteminin çökeceğini bir ayette şöyle bildirmiştir:
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder